Endüstride Bilgisayar Korkusu

Endüstride Bilgisayar Korkusu

Bankalar, bilgi teknolojilerinin (IT) en yoğun ve etkili kullanıldığı sektörlerin başında gelir. Bankacılık sistemleri gerekli güvenlik sağlandığı takdirde neredeyse kusursuz bir şekilde işler; her gün yüzbinlerce işlem, bankaların kendi sistemleri ya da internet üzerinden doğrudan kullanıcılar tarafından gerçekleştirilir. Tüm bu işlemler, “para” gibi hassas bir varlık üzerinden yürütüldüğünden, sistemlerde belki de sadece kuruşluk sapmalarla çalışmak zorunda kalınır. Ancak bu işlemlerin sonucunda elde edilen kazanç, hem kullanıcılar hem de bankalar açısından oldukça önemlidir. Bankaya gitme gerekliliğinin ve insana bağımlılığın ortadan kalkması, süreçlerin otomasyonu verimliliği artıran faktörlerden sadece birkaçıdır.

Ülkemizde yalın üretim çalışmalarının uygulandığı bir dönemde, danışmanlık şirketleri hâlâ Kanban uygulamasını müşterilerine kabul ettirmeye çalışırken, dünya genelinde birçok fabrika elektronik Kanban sistemlerine geçiş yapmaktadır. Bunun ötesinde, bilişim sistemlerine yatırım yapan şirketler, çok karmaşık ve hassas operasyonları yönetebilmekte ve bu süreçleri hayal edilemeyecek noktalara taşımak için çalışmalar yürütmektedir.

İnsansız hava araçlarıyla aynı gün teslimat yapabilmek için çalışmalar yapılmakta, Jet Kasa sistemleri sayesinde müşterilere kendi kasiyerleri olma imkanı sunularak hem çalışan maliyetlerinden tasarruf sağlanmakta hem de müşteri memnuniyeti artırılmaktadır. Müşterilerin daha az bekleme süresi ile karşı karşıya kalması, bu uygulamanın en büyük avantajlarından biridir.

Üretimde robotlar çok sık kullanılmakta ,depolarda ise robotlarla otomasyon sağlanarak insana bağımlılığın önüne geçilmektedir.  Benzer şekilde, internet üzerinden ya da havaalanlarında kullanılan self check-in makineleri de bu teknolojik dönüşümün başarılı örnekleri arasında sayılabilir.

Ancak, her endüstri ya da şirket bilişim sistemlerini bu kadar verimli kullanabiliyor mu? Kanban uygulamaları, dosya yönetimi, kalite kontrol, tedarikçi değerlendirme, CRM sistemleri ile müşteri geri bildirimlerini yönetme, RFID ve barkod sistemleriyle malzeme hareketlerini izleme gibi alanlarda, şirketlerin bilişim sistemlerinden yeterince yararlandığını söylemek zor. Birçok şirket, bu süreçlerin sunduğu fırsatların farkında değil. Farkında olanlar ise süreçlerin karmaşıklığı ve maliyeti konusunda çekinceler taşıyor. Bazı şirketler ise pahalı yatırımlarının karşılığını alamıyor.

Diğer taraftan, bilgisayarları sadece sosyal medya kullanımıyla sınırlayan ve daha karmaşık işlemlerden kaçınan çok sayıda kişi ve kuruluş da var. Peki, bunun sebebi ne olabilir? Endüstride bilişim sistemlerinin potansiyelini anlayacak ve bunları iş süreçlerine entegre edecek uzmanların eksikliği önemli bir faktör.

Endüstride çalışanlar sektörel bilgiye hakimken, bilişim uzmanları teknolojiye odaklanmış durumdalar. Bu nedenle, iki tarafın birbiriyle aynı dili konuşmakta zorlandığına sık sık şahit oluyoruz. Bu sorunları aşmak için, teknoloji yeniliklerini araştırarak endüstri çalışanlarına aktaracak, uygulamaların geliştirilmesi ve uygulanması sürecinde destek verecek vizyon sahibi uzmanlara ihtiyaç var. Bu uzmanlar, endüstri ve IT bilgisine sahip, Dünyadaki teknolojik yönelimleri ve uygulamaları takip ederek bulunduğu kurum içerisinde kullanım alanları hakkında önerlerde bulunacak ve akabinde projenin yürütülmesine liderlik edecek, bilişim teknolojilerinin sunduğu sınırsız potansiyeli, gerçek bütçelerle dengeli bir şekilde harmanlayabilecek kişilerdir.

Ülkemiz, internet kullanıcısı sayısında dünya çapında ilk 20 içinde yer alırken, bilişim sektörünün olanaklarından yararlanan kullanıcılar ve şirketlerin sadece tüketici olmakla yetinmemesi gerekir. Teknolojinin sunduğu fırsatları daha iyi değerlendirip, inovasyonun ön saflarında yer almak, ülkemizin dijital dönüşümünde kritik bir rol oynayacaktır.